SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsa Coşkun:
“Et ve süt ürünlerindeki fiyat artışlarının enflasyonun yükselmesinde payı büyük”
“Küçük işletmeler ağırlıklı üretim yapımız verimliliğinin düşük olmasına ve maliyetlerin yüksek olmasına neden oluyor”
“Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği çiğ süt fiyatının referans fiyat olma özelliğine kavuşması gerekli”
“Güçlü bir gıda güvenliği otoritesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var”
“Kısa, orta ve uzun vadeli geliştirilecek politikalarla sorunların çözümü için gerekli her türlü desteği vereceğiz”
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR), Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. Tek adayla gidilen genel kurulda, 2021 yılından bu yanda görevde olan Dr. İsa Coşkun, yeniden başkanlığa seçildi. Genel Kurul’un açılışında konuşan Coşkun, 47 yıl önce kurulan SETBİR’in en önemli amacının “süt ve et üretim ve tüketiminin artırılması için gerekli önlemlerin alınması ve uygulanması” olduğunun altını çizerek bu zorlu dönemde bu hususun daha da büyük önem taşıdığını kaydetti.
Pandemi, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi krizlerin de etkisiyle küresel ekonomik sorunların büyüdüğüne dikkat çeken Dr. Coşkun, “İçinde bulunduğumuz bu süreç, ülkelerin gıda ham maddeleri üretiminde kendi kendilerine yeterli olmalarının ne kadar önemli olduğunu bize göstermiştir. Bu durum birbirinden ayrılmaz olan süt, et, yem sektörlerinin ülkemiz için stratejik sektörler olduğunu ortaya koymaktadır. Et ve süt ürünlerindeki fiyat artışlarının enflasyonun yükselmesinde payı büyüktür.” dedi.
Sektör sorunlarının çözümü için beraber çalışmak istiyoruz
Seçimlerden sonra kurulacak yeni hükümetle beraber bazı sorunların çözümü için beraber çalışma isteklerini dile getiren SETBİR Başkanı Dr. İsa Coşkun, şöyle konuştu: “Süt ve et sektörlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, yem üretim ve maliyet yönetiminin daha etkin şekilde yapılması, arz talep dengesinin regüle edilmesi, çiğ süt kalitesinin artırılarak AB standartlarına getirilmesi, hem süt hem et sektöründe gıda güvenliğinin sağlanması ve kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi gibi başlıca sayabileceğimiz konuların kısa, orta ve uzun vadeli geliştirilecek politikalarla çözüme kavuşturulmasını diliyoruz. Bu konuda gerekli her türlü desteği vereceğimizi de belirtmek istiyorum.”
Küçük işletmelerde verimlilik sorunu maliyeti yükseltiyor
Süt ve besi işletmelerinin yapısının sektörün önemli konularından birini oluşturduğunu ifade eden Coşkun, şunları söyledi: “Türkiye, coğrafi özellikleri bakımından hayvan yetiştiriciliği için önemli bir potansiyele sahiptir. İşletmelerin yapısına bakıldığında genel olarak küçük ölçekli aile işletmelerinin çoğunlukta olduğu görülmektedir. İşletmelerin sahip oldukları hayvan sayısına göre kapasiteleri gruplandırıldığında, her ne kadar son yıllarda büyük ölçekli işletmelerin sayısı artsa da işletmelerin yaklaşık yüzde 80’inin 20 başın altında kapasiteye sahip olduğu görülmektedir. Küçük işletmeler ağırlıklı üretim yapımız verimliliğinin düşük olmasına ve maliyetlerin yüksek olmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu yapının değişmesi uzun dönemli politikaların uygulanması ve buna yönelik teşvik mekanizmalarıyla gerçekleşecektir.”
Gıda arz güvenliği konusunda önlem almalıyız
Gıda arz güvenliğinin, iklim değişikliği ve buna bağlı meydana gelen olumsuz hava koşullarından etkilendiğinin altını çizen Coşkun, “Gıda arz güvenliğini sağlayabilmek amacıyla; ülkeler, çeşitli politika ve uygulamalar geliştirdiler. Ülkemizde de çeşitli önlemler alındı, birçok uygulama faaliyete geçti. Önümüzdeki süreçte de dünyadaki gelişmelere paralel olarak sektörlerimizi korumak için gerekli önlemler almaya devam etmeliyiz. Türkiye, sera gazı salımlarının neden olduğu küresel sıcaklık artışını sınırlamayı hedefleyen Paris İklim Değişikliği Anlaşması'na taraftır. Türkiye ayrıca, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığı artırmayı amaçlayan Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi’ni ve Eylem Planı’nı da geliştirmiştir” ifadelerini kullandı.
Gıda güvenliği otoritesi kurulmalı
Coşkun, et ve süt ürünlerinde yüksek fiyat artışlarının yaşandığı bu dönemde tüketici açısından gıda güvenliği daha büyük önem taşır hale geldiğini belirtmiş, güçlü bir gıda güvenliği otoritesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu ifade etmiştir.
Güncel sorunlarımızın çözümü için çalıştık
Bir önceki dönemde SETBİR’in amaç ve ilkelerini gerçekleştirebilmek için yoğun mesai harcadıklarını belirten Coşkun, “Sektörlerimizin hak ettiği yere gelmesi için daha önümüzde kat etmemiz gereken çok mesafe olduğunu biliyoruz. Bu hedefle yeni dönemde de aynı tempoda çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Ambalajlama, etiketleme, gıda güvenilirliği ve vergi gibi sektörleri doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren tüm konularda sektörün taleplerinin, ihtiyaçlarının karar alma süreçlerinde etkin olduklarını söyleyen Coşkun, güncel sorunların çözülmesine vesile olduklarını kaydetti. Göreve geldiklerinden bu yana sektörde et ve sütte KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi, gıda sektöründe indirimli KDV oranından doğan nakit KDV iadesinin yapılabilmesi, süt soğutma tanklarında KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi gibi önemli konuların çözüm sürecinde yer aldıklarını vurguladı.
“Seçimden sonra oluşacak yeni yönetimin her şeyden önce güçlü bir ekonomik program ortaya koymasını bekliyoruz. Bu programın da para ve maliye politikası ile yapısal tedbirlerden oluşacağı aşikardır. Bu çerçevede kısa, orta ve uzun vadeli geliştirilecek politikalarla tarım ve gıda sektörüne daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir örnek vermek gerekirse; sektörle ilgili tüm taraflardan oluşan USK’nın belirlediği çiğ süt fiyatının tekrardan bir referans fiyat olması beklentisi içerisindeyiz.” ifadelerini kullanan Coşkun, sektörü temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği vereceklerini belirtti.
SETBİR 2022 yılı Faaliyet Yılı Olağan Genel Kurulu, gündemin görüşülmesinin ardından tamamlandı.